Seyahat

Kız Kulesi Efsanesi Nedir? Tarihi İle İgli Tüm Detaylar

Kız Kulesi efsanesi nedir sorusu, kule adına en çok merak edilen ve İstanbul gezileri içerisindeki en gözde mekanlardan biridir. Tarihi zenginliği ile dünyanın gözbebeği olan İstanbul; belki de hakkında en çok efsaneye sahip eseri Kız Kulesi’dir. Üsküdar’da Salacak yakınlarında yer alan tarihi eser gerek görüntüsü gerekse adının geçtiği efsanelerle bizleri büyülüyor. İstanbul’a yapılacak ziyaretlerde başta gelen mekanlardan olan Kız Kulesi, yalnızca Türkler için değil gelen yabancı ziyaretçiler için de odak noktası. Peki, Kız Kulesi efsanesi nedir? İstanbul’un antik döneminden Roma dönemine ve son olarak da Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine kadar ki tarihine tanıklık ediyor. Yalnızca konu olduğu efsaneleriyle değil, nefis deniz manzarası ve uzaktan bizlere sergilediği inanılmaz tablo ile ilgimizi çekmeden duramıyor. Bu eşsiz yapının konusu olduğu efsanelere geçmeden önce Kız Kulesi tarihi konusundan bahsedelim.

Kız Kulesi Tarihi

Eserin yaşından dolayı oldukça dolu dolu önümüze çıkan Kız Kulesi tarihi, birçok medeniyetle birlikte anılıyor. Yapılan araştırmalara göre bu eserin inşası milattan önceye dayanmaktadır. ‘Kız Kulesi efsanesi nedir?’ sorusunu yanıtlamadan önce bu efsanelerin temelini oluşturduğunu düşündüğümüz tarihinden bahsetmemiz gerekiyor. Antik dönemde önemli bir komutan olan Atinalı Alkibiades tarafından inşa ettirilir. Bu dönemdeki görevi boğazın kontrolünün sağlanarak deniz ticaretinde gümrük noktası olan Kız Kulesi, bazı tarihçiler için ise dalgakıran görevi görmesi için yapıldığını da savunur. Bilinmesi gereken şu ki bu dönemde burada aslında bir kule değil daha çok kayalık olarak adlandırabileceğimiz bir yapı mevcutmuş. Ancak yapılışı ne amaçla olursa olsun bu görevleri yerine getirmiştir. Antik dönemin ardından Kız Kulesi tarihi, Roma dönemi ile devam eder.

Roma Döneminde Kız Kulesi

Roma döneminde burada ilk kule dikilmiştir. Tarihçilerin bizlere aktardığı bilgilere göre Roma tarihinde ismi önemli bir yer tutan Komnenos Hanedanlığı’ndan İmparator Manuel Komnenos tarafından inşa ettirilen kulenin hizmet etmesi beklenen iki görevi vardı; ticaret gemilerinden vergileri alırken bir yandan da boğazın kontrolünü sağlamak. Bu amaç uğruna onlarca kayığın desteklediği bir zincir çekildiği ve hatta bu zinciri taşıyamadığından kulenin yıkıldığı bile rivayet edilir. Ancak yıllar içinde önemini kaybeden kule sürgünler ve tecritler için kullanılmış bu da Roma halkının birçok rivayetine sebep olmuştur. Yazımızın asıl noktası olan ‘Kız Kulesi efsanesi nedir?’ soruları da belki de tam bu noktada ortaya çıkmış oluyor.

Fatih Sultan Mehmet ve Kız Kulesi

Kız Kulesi tarihi İstanbul’un fethi ile İmparatorluk olan Osmanlı zamanında da devam etmiştir. Ancak Roma’nın son dönemlerinde olduğu gibi Osmanlı için de çok büyük bir önem arz etmeyen Kız Kulesi, bu dönem boyunca hiç savunma amaçlı kullanılmadı. O dönemde ilgiyi çeken Rumeli ve Anadolu Hisarları’nın yanında hiç ismi geçmedi. O dönemi inceleyen tarihçilerden edindiğimiz bilgilerden öğreniyoruz ki Fatih döneminde Fatih Sultan Mehmet’in kendisinin verdiği emriyle yeniden inşa edilmiş. Bugün dahi kulenin alt katındaki büyük bir kısım bu döneme aittir. Ancak ne var ki o dönemde ne işlev gördüğünü maalesef bilmiyoruz. Kız Kulesi ne Fatih Sultan Mehmet Han ne de diğer padişahların döneminde savunma amaçlı kullanılmadı. 

Osmanlı ve Cumhuriyet Döneminde Kız Kulesi

Zaman zaman gerek kullanımlardan dolayı gerekse doğal afetlerden dolayı tahrip olan Kız Kulesi, Osmanlı döneminde ‘Küçük Kıyamet’ olarak adlandırılan depremde zarar görmüş. Ancak döneminin birçok eserini onaran ve döneminde isminden fazlasıyla söz ettiren mimar Hayreddin tarafından restore edilmiştir. Ne var ki sonraki dönemlerde fener olarak kullanılan Kız Kulesi, kullanılan yağından dolayı tutuşarak yangın çıkmış ve tahrip olmuştur. Bu üzücü olayın ardından tekrar inşa edilen kule taştan yapılmış. Osmanlı dönemi içerisinde savunma amaçlı kullanılmayan bu yapı önemli durumların top atışları için kullanılsa da daha çok padişahların dinlenme mekanı olmayı üstlenmiştir. Yine tarihçilerden biliyoruz ki daha sonraki yıllar içerisinde pek de iç açıcı olmayan olayları ev sahipliği yaparak adından sıkça söz ettirmiş. Bazen idam bazen ise salgın hastalık zamanlarında tecrit yeri olarak kullanılmıştır. ‘Kız Kulesi efsanesi nedir?’ sorusunun ikinci kez önümüze konulduğu yer bu olaylardır. 

Osmanlı döneminden günümüze yaklaştıkça Kız Kulesi tarihi heyecanını yitirmiş, ilk önce deniz feneri olarak daha sonra radar istasyonu olarak görev yapmıştır. Günümüzde ise bu eşsiz eser özel bir şirket tarafından işletilerek restoran olmuştur. 

Kız Kulesi Efsanesi ve Tarihi
Kız Kulesi Efsanesi ve Tarihi

Kız Kulesi Efsanesi Nedir?

Yazımızın en çok beklenen ve merak uyandıran kısmı ‘Kız Kulesi efsanesi nedir?’ kısmına geldik. Zengin tarihini anlatmaya çalıştığımız eserin, birçok farklı kültüre şahitlik etmesi ve onlarla iç içe geçerek bir olmasından dolayı kendisi hakkında birçok efsaneye sahip olmuştur. Yapıldığı ilk andan itibaren her dönemde farklı bir efsaneyle anılmış. Antik dönem, Roma ve Osmanlı dönemlerinde gerek kültürel gerekse zamanın getirdiklerinden ‘Kız Kulesi efsanesi nedir?’ sorusunun cevabı birçok varyasyona sahiptir. Gelin beraber insanı heyecanlandırarak büyüleyen bu efsanelere birlikte göz atalım! 

Ölümsüz Bir Anıt

Kız Kulesi efsanesi nedir?’ sorusuna karşılık  kronolojik olarak ilk rivayete göre zamanında şehir henüz Atinalıların yönetimindeyken İstanbul’a gelen önemli bir amiralin eşi maalesef ki burada vefat etmiş. Fazlasıyla üzülen amiral vefat eden eşi için buraya dillere destan olacak bir mezar inşa ettirmiş.

Ölümsüz Bir Aşk: Leandros ve Hero

Belki de ‘Kız Kulesi efsanesi nedir?’ sorusuna cevap olarak anlatılan hikayelerin içerisinde en hüzünlü olanı birazdan bahsedeceğimizdir. Aşk ve güzellik tanrıçası olarak anılan Afrodit’in rahibesi olan Hero, Kız Kulesi’nde hizmet etmektedir. O zamanlar bir tapınak olan kuledeki görevi kumrulara bakmak olan genç rahibe görevi gereği aşk ve erkeklerden uzak durmaktadır. Ne var ki bir gün bir görevi için kıyıya çıkan Hero, orada bir rahip olan Leandros’u gördüğü ilk anda aşık olur. ‘Kız Kulesi efsanesi nedir?’ cevabı da tam bu noktada başlar. Bu aşk tek taraflı değildir. Leandros da tıpkı Hero gibi bu aşkın kucağına düşmüştür. Ne var ki görevleri gereği aşklarını gizli tutmaları gerekir. Bundan dolayı her gece Leandros aşkı için kıyıdan kuleye kadar yüzerken Hero da aşkı için ona feneri yakarak yolu gösterir. Ancak yasak aşklarını öğrenen biri bu durumdan istifade eder. Bu kişi kulenin ışığını yakar, ışığın yandığını gören Leandros sevgilisinin ışığı yaktığını düşünerek yüzmeye başlar ancak yolun yarısında ışık kapanır. Denizin dalgasına gömülen Leandros’un acısına dayanamayan Hero da kendini sulara bırakarak sevdiğine kavuşur.

Yılanla Gelen Son

Kız Kulesi efsanesi altında anlatılan bir rivayet ise şöyledir: Zamanında bir Bizans imparatorlarından birinin bir kızı olur. Prenses hakkında on sekiz yaşına geldiğinde prensesin bir yılan tarafından sokularak öleceği kehanet edilir. Bunun ardından imparator kızını korumak adına yalnızca kızını ve hizmetlilerini bu kuleye göndermiş. Ancak ne var ki prenses on sekizine geldiğinde kendisine gönderilen bir sepetin içine gizlenen yılan tarafından sokularak öldürülmekten kaçamamış.

Battal Gazi Efsanesi

Kız Kulesi efsanesi cevaplarından biri de Battal Gazi ile ilgilidir. İstanbul’a bir kuşatma için gelen Battal Gazi burada Tekfurun kızına aşık olur ve kuşatmadan sonra da bu aşkı için burada kalır. Durumdan fazlasıyla rahatsız olan Tekfur kızını hazinelerle birlikte Kız Kulesi’ne hapseder. Ne var ki aşkın önünde hiçbir şey durmayacağı gibi Battal Gazi’nin de önünde hiçbir şey duramaz! Kızı ve hazinelerini, yaptığı bir baskınla alan Battal Gazi sevdiğine kavuşur. Çokça ağzımızda olan ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti.’ sözünün buradan geldiğine dair minik bir söylenti de vardır. 

Yüzyıllar Süren Aşk

Şimdiye dek Kız Kulesi’nde geçen aşkları anlattık. Ancak ne var ki asıl Kız Kulesi efsanesini Bedri Rahmi şiirlerinde bile yer vermiştir.

Şiirlerde anlatılan  Kız Kulesi efsanesi ise şöyledir: Yıllarca birbirlerine karşılıklı olan Galata Kulesi ile Kız Kulesi arasında bir aşk başlar. Ancak aralarında geçilmesi imkansız olan boğazdan dolayı iki kulenin de birbirine olan aşkından haberleri yoktur. Ne var ki Galata Kulesi yıllarca Kız Kulesi için mektuplar yazmaktadır. Uçma sevdalı Hezarfen Çelebi kuleye çıktığında Galata Kulesi kendisine olan biteni anlatarak mektuplarını Kız Kulesi’ne ulaştırmasını ister. Bunu kabul eden Çelebi uçarak gittiği Kız Kulesi’ne mektupları ulaştırır. Mektuplarla birlikte aşkının karşılıksız olmadığını öğrenen Kız Kulesi fazlasıyla sevinir. Aralarında aşılamayacak bir engel varken her gün birbirlerine bakan bu iki kule yıllarca ayakta kalma gücünü bu aşklarından alırlar. Böylelikle yazımızda Kız Kulesi efsanesi hakkında son bilgileri de vermiş olduk.

Kız Kulesi Efsanesi Nedir? yazımız hoşunuza gittiyse Çanakkale Şehitlik Rehberi yazımıza da bakmalısınız.

Senem Ildırlı

Gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi, yeni insanlarla tanışmayı ve yeni lezzetler denemeyi, kısacası yeni olan her şeyi seviyorum Burada da kendi gözlemlerimi, anılarımı yazmaktayım.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu